Yapılan işe ve sarf edilen efora göre kalbimizin oksijene duyduğu ihtiyaç artar veya azalır. Koroner damarlarda meydana gelen tıkanıklık, kalbin ihtiyacı olan oksijeni almasını engeller ve kalbin beslenme imkanını kısıtlar. Kalbe yeterli oksijen gitmediği durumlarda yeteri kadar kan akışı olmadığı için kalp krizi diğer adı miyokard enfarktüsü geçirme olasılığı oldukça yüksektir. Kalp krizi, kalbin kasılma yeteneğini kaybederek kalp kasının bir bölümünün ölmesi anlamına gelmektedir.
Kalp krizi riskini arttıran faktörlerin en başında sigara gelmektedir. Sigara dumanının vücuda girmesiyle vücut bunu tehlike olarak algılar ve adrenalin salgılar. Karbon monoksitin etkisiyle kıvam kazanan kan akışı, büzüşen damarlar arasından vücudun diğer bölgelerine ulaşmaya çalışırken kalbin daha çok kan pompalaması gerekmektedir. Bu yüzden çok çaba harcayan kalp, erken yaşlanarak ölümü de daha erken olur. Öfke ve aşırı fiziksel yorgunluk, heyecan da kalp krizi riskini arttıran faktörler arasındadır.
Göğüs kafesinin ön tarafındaki göğüs ağrısı ve sol kolun halsizleşmesi sıklıkla görülen kalp krizi belirtileri arasındadır. Göğüs ağrısı fazla efor sarf edildiğinde sıklaşır ve dinlendiğiniz zaman geçebilir. Nefes darlığı yine koştuğunuzda sizi rahatsız edebilir. Nefesinizin size yeterli gelmediğini hissedebilirsiniz. Bunları hafife almamak gerekir. Ciddi bir kalp rahatsızlığı baş gösteriyor olabilir. Mide bulantısı ve nefeste tıkanıklık da varsa hiç vakit kaybetmeden doktora gitmelisiniz. Ancak mide bulantısı başlı başına kalp rahatsızlığı belirtisi olmayabilir. Kalbiniz değerlidir ve mutlaka kontrollere gidilmelidir. Stresten uzak durulmalıdır.