Çoklu kişilik bozukluğu veya kimlik çözülmesi kişinin birbirinden farklı en az 2 kişiliğe sahip olması ve bu kişilikler arasında geçişler yaşamasıyla karakterize olan bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu sorun hafıza kaybı ile beraber görülüyorsa da bütün hafıza kayıpları kimlik çözülmesine bağlanamaz. Daha çok kişinin hafızasında kayıp bölümler olması, gün içerisindeki bazı zamanlarda ne yaptığını hatırlayamaması söz konusudur. Bu durumu yaşayan insanlar kendilerinde bir tuhaflık olduğunu, bir problemleri olduğunu bilir fakat kişilikler arası geçişlerde olan bitenleri hatırlamazlar.
Kimlik çözülmesi sorununun kişinin yaşadığı bir travma sonucunda meydana geldiği; kişinin kendini yaşadığı şiddet dolu, acı veren veya sarsıcı tecrübeden kopararak bilinçli benliğini asimile ettiği düşünülmektedir. Bulgulara göre bu sorunu yaşayanların sergilediği her bir kişilik beynin farklı bölgelerini kullanmakta, böylece her benlik diğerinin yaşadığı olaylara onları bir yabancı yaşıyormuş gibi dışarıdan tanıklık etmektedir. Tohumları genellikle çocukluk döneminde atılan bu rahatsızlık cinsel taciz, aile içi şiddet veya tecavüz gibi sarsıntılardan kaynaklanır. Bir kimlikten diğerine geçişler çoğunlukla birdenbire gerçekleşir. İki kişilik psikolojik testlerden geçirildiklerinde tamamen farklı sonuçlar ortaya çıkar; ayrıca bu kişilikler cinsiyet, ırk veya yaş bakımından birbirinden farklı kişiler olabilir.
Dissosiyatif kimlik bozukluğu olarak da bilinen bu sorun bazı tıp otoriteleri tarafından travma bozukluğu kategorisinde incelenir. Çoğu zaman başta ensest olmak üzere cinsel kötüye kullanım olaylarıyla ilgilidir; daha çok ergenlik ve erken erişkinlik çağlarında görülür. Kişinin kendini bu dehşet ve acı dolu olaylardan uzaklaştırma ihtiyacı duyması orijinal kişiliğin farklı yönlerinin bilinç dışı bir şekilde bölünmesine sebep olur. Ortaya çıkan kimliklerin ifade ettiği nitelik ve durumlar orijinal kişiliğin ifade etmekten korktuğu niteliklerdir. Çocuk, kimlik çözülmesi ile kendini kötüye kullanım sırasındaki dehşet verici etkinliklerden kurtarmaya çalışır.
Çoklu kişilik bozukluğunun önüne geçmek için uygulanan tedavi şekilleri psikoterapi, ilaç tedavisi ve hipnozdur. Psikoterapiyle terapist hastayı bu duruma getiren travmatik olayların neler olduğunu bulmaya çalışır. Normalde bu sorunu yaşayan kişilere ilaç tedavisi uygulanmaz; zira hastanın davranışlarının denetlenemediği zamanlarda düzenli bir tedavi uygulanamayabilir. Bazı reçeteli ilaçlarla hastalığın etkileri yatıştırılabilir, fakat kesin iyileşmeyi sağlayacak bir ilaç yoktur. Hipnoz ise hastanın rahatlayarak bazı hisleri ve anıları üzerine yoğunlaşmasını sağlar ve bu da terapistin durumu düzeltmesine yardımcı olabilir.