Tıp Dilinde diyabet olarak adlandırılan şeker hastalığı, vücudun şeker yakmasında ortaya çıkan bozukluğun neden olduğu bir oluşumdur. Midenin arka kısmında bulunan pankreas, kan şekerini dengeleyen hormonlar salgılar. Salgılanan hormonlardan biri de insülindir. İnsülinin etkisiz kalması sonucunda gereken enerji karşılanamaz ve şeker hücreye giremez ve doğal olarak kanda birikir. Kanda normalde bulunması gerekenden daha fazla bulunduğu için, bütün hücrelere zarar verir. Şeker hastalığı genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak oluşum gösterir. Kişilerde vücut fonksiyon bozukluklarına yol açar ve belirtileri oldukça açıktır. Kişiler kendilerindeki bu seviyeyi bazı belirtileri dikkate alarak önlem alabilirler. Genel olarak iki tip şeker hastalığı vardır. Tip 1 ve Tip 2 şeker hastalığı olarak adlandırılır. Tip 1 insüline bağlı diyabettir. Genellikle çocuk ve genç yaştaki kişilerde görülür. Tip 2 olan ise insüline bağımlı olmaya diyabettir. Yani genellikle hastaları 35 yaş üstüdür. Tip 1 diyabet hastaları gibi ömürleri boyunca insüline bağımlı olarak yaşamazlar. İlaçlarla desteklenir, egzersizlerle takviye alırlar. Şeker hastalığı her tip için ömür boyu sürecek ve gereken tedaviyi mutlaka uygulamaları gerekecektir.
Aslında şeker bir hastalık değil, yaşam biçimidir. Kişiler sağlıklı beslenip gıdalarını düzgün aldıktan sonra hayat standartları normal yaşayan insanlara göre daha sağlıklı geçecektir. Az ve sık yerler, çok dikkatli beslenirler. Aç kalmamaları gerekmektedir. Şeker hastalığı belirtileri ağızda kuruluk hissetmek ve çok su içmek ihtiyacıdır. İştahın açılması ve yemek yeme ihtiyacında görülen artıştır. Vücutta oluşan yaraların çabuk iyileşmemesi de diyabetin belirtileri arasındadır. Kendinizi sürekli halsiz, yorgun hissedersiniz. Cildinizde kuruluk hisseder, bulanık görme sorunu yaşamaya başlarsınız. Şeker hastalığı bir çok kişide görüldüğü gibi, çocuklarda da kendisini gösterebilen bir hastalıktır. Şeker hastalığının daha çok görülebileceği riskli kişiler vardır. Aşırı kilolu kişiler ve hızlı yemek yiyenlerde görülür. Hareketsiz bir hayatı olanlar ve sürekli oturarak çalışmak zorunda olanlar risk faktörü taşırlar. Kandaki yağ miktarı fazla olanlar. Ailesinde şeker hastalığı bulunanlar, başlıca riskli grupta bulunurlar. Kişilerde yaş ilerledikçe risk daha da artış gösterecektir.
Şeker hastalığının tespiti için bazı kimyasal testler gerekir. İdrar ve kan testi yapılarak doğru sonuca ulaşılabilir. Gereken tedaviyi uygulamak kandaki şeker miktarını düzenlemektir. Kişilerin hayatlarına düzenli olarak devam edebilmeleri için bir takım ilaçlar, beslenme düzeni, hayat kalitesi, sosyal çevre, aile yaşantısının gidişatı oldukça etkili olacaktır. Dengeli ve yeterli beslenmek çok önemlidir. Doktor kontrolünde kişinin yaşına ve kilosuna göre tedavi şekli uygulanır. Şeker hastalığında kişiler gereken özeni göstermezlerse organlarda tahribat meydana gelebilir. Kalıcı hasarlara yol açan tahribatlar, geri dönüşümü zor yolları beraberinde getirir. En büyük tahribat damarlarda görülür. Damarlarda sertleşme meydana gelir. Yetişkin kişilerde karşılaşılan görme kaybının en büyük nedeni şeker hastalığından kaynaklanmaktadır. Koroner kalp hastalığı, kangren gibi oluşumları yaşamak mümkündür. Mide bağırsak gibi rahatsızlıkların oluşumuna yol açabilir. Şeker hastalığında kesinlikle aç kalınmamalıdır. Beden hareketlerine özen gösterip egzersizler ihmal edilmemelidir.