Vejetaryen denildiğinde, basit haliyle akıllara et yemeyen kişiler gelir. Vejetaryen kelimesinin vegetable yani sebze kelimesinden türediği sanılmaktadır. Aksine, bu kelime Latince bir kelimeden türemiştir. Bu Latince kelime “vegantus” tur. Kelimenin anlamı sağlıklı ve canlı olandır. Tüm vejetaryenler için et yemediği söylenemez. Vejetaryenliğin türleri vardır. Pesketeryan tür vejetaryenler, et olarak balık yemektedirler. Semi-vejetaryenler ise sadece kırmızı et yememeyi tercih ederler. Yumurta ve süt ürünlerini tüketen türüne ise Lakto-ovo denilmektedir. Yumurta yemeyen ancak süt ve süt ürünlerini tüketen kişiler Lakto vejetaryendir. Vejetaryenliğin, sadece sebze ve meyve tüketen en katı türü ise Vegan vejetaryenliktir. Vegan vejetaryenler, bunu bir hayat tarzı olarak görürler. Et yemek, onlar için doğaya aykırı ve etik yaşama ters bir durumdur. Bu konuda katı bir tutumları vardır.
Yapılan araştırmalar, vejetaryenliğin, daha elit kesimin ve okumuş kişilerin benimsediği bir beslenme tarzı olduğunu ortaya koymuştur. Vejetaryen beslenme biçimine en sık rastlanan ülke İngiltere’dir. Ülkenin vejetaryen beslenme tarzını benimsemiş kesimi, nüfusun %6’lık kısmını oluşturmaktadır. Vejetaryenler, yemeklerini pişirirken de belli kurallar çerçevesinde davranırlar. Örneğin makarnanın suyunu asla dökmezler. Bu suyu, daha sonra çorba yapımında kullanırlar. Sebze pişirdiklerinde artan suyu ise yine başka bir yemeğin yapımı sırasında kullanmayı tercih ederler. Vejetaryenlerin beslenme menülerinin büyük bölümünü sebzeler ve meyveler oluşturur. Bu durum bazı riskleri de beraberinde getirir. İlaçlı sebzelerden zehirlenme riski, en çok vejetaryenleri tehdit eder. Bu risklerden korunmak için, vejetaryenler organik gıdaları seçmelidirler. Dünyada her yıl 1 Ekim tarihinde Dünya Vejetaryen Günü kutlanır. Vejetaryenlerin bir kısmı, etik sebepler ile bu beslenme stilini seçerken, bir kısmı da sağlıklı yaşama düşüncesi ile bu beslenme tarzını benimser.